Eşinizi seviyorsunuz ama küçük bir sözle başlayan büyük tartışmalar mı yaşıyorsunuz? Büyük hayallerle başladığınız evliliğinizin sonuna geldiğinizi mi düşünüyorsunuz? Eşinizle en az 40 yıl daha birlikte olmanız için hâlâ şansınız var… Uzun ve mutlu bir evlilik için eşinize merhamet gösterin, sevginizi hissettirin, üslubunuzu koruyun ve onu dinleyin… Bir de ‘ben’ değil ‘biz’ deyin…
Evlilikte uzun yıllar mutlu yaşamış çiftler üzerinde yapılan bir araştırmada, mutluluğun kaynağının merhamet ve karşılıklı sevgi-saygı olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre çiftler arasında özellikle üslup bozukluğu evlilik ömrünü kısaltırken, eşlerin birbirine karşı merhamet ve sevgisi mutlu evliliğin temel taşları arasında yer alıyor.
Tartışmalarda ise kadınların öz konuşamaması ve eşine sık sık telefon ederek, ‘Neredesin?’, ‘Ne yapıyorsun?’, ‘Yanında kim var?’ gibi sorgulayıcı tavırları etkili rol alıyor. Erkeklerin eşiyle sohbet etmemesi, ‘çay koy’, ‘çocuğu sustur’ gibi emir içeren kelimeleriyle hizmet talep etmesi de kavgalara davetiye çıkarıyor. Sağlıklı ailelerin temelinde ise paylaşılmış dinî ve ahlâkî değerlerin yanında birbirini kabullenme, iletişim, dinleme ve espritüel dil yatıyor.
Erkekler genellikle ‘rapor verme’, kadınlar ise ‘dostluk kurma’ şeklinde bir konuşma tercih ediyor. Her iki konuşma şeklinde amaçlar farklıdır. Kadınlar ilişki kurmak ve geliştirmek istemekteyken erkekler genellikle olayları ortaya çıkarmak ve problem çözmeye odaklanmaktadır. Bu yüzden kadınların konuşması daha uzun olur, çünkü amacı dostluk kurmaktır ve dostluklar çabuk kurulmaz. Kadınlar konuşma sürecinde çözüm değil, yalnızca dinlenme ve empati bekler.
Erkekler, eleştiri ya da eleştiri gibi algıladıkları sözlere aşırı hassastır. Kadın, erkek istemeden öneride bulunursa bu, güçsüzlük ve beceriksizlik duygusu uyandırır. Bir erkekte ne yapacağını bilmediği duygusunu uyandıran kadın, onu anlamıyor demektir. Bir kadın, eşine kendisini iyi ve yeterli hissettirirse, ‘kontrol bende’ duygusunu yaşatırsa mutlu ve huzurlu yuvalar kurmuş olmanın en önemli tuğlasını koymuş olur.” ifadelerini kullanıyor. Evlilikte eşlerin isteklerini elde etmek veya haklı çıkmak için sarf edeceği enerjiyi kendini geliştirmeye harcaması gerektiğini vurgulayan Oluç, şu tavsiyelerde bulunuyor: “Enerjinizi eşinizin gelişimine destek olmak için kullanmayı seçmek, mutlu bir ilişkinin temelidir. Haklı olmak yerine mutlu olmayı tercih edin. Eşlerin karşılıklı tavırlarını onaylamaları, desteklemeleri, saygı ve güven duymaları gerekiyor.
Kadınların hataları
Eşine sık sık telefon ederek, “Neredesin?”, “Ne yapıyorsun?”, “Beni seviyor musun?” sorgulaması yapmak. Tartışma sonunda aile büyüklerine telefon edip ağlayarak şikâyet etmek. Yatak odasını cezalandırma aracı olarak görmek. “Şununla görüş, bununla görüşme” gibi sosyal çevreye müdahale. “Al şu çocukları, bütün gün beni yedi bitirdi.” diyerek eşin kapıdan girer girmez çocuklarla ilgilenmesini istemek. Tartışmalarda erkeğin ailesini kötülemek, sürekli geçmişi gündem yapmak.
Erkeklerin hataları
Eşi konuşurken başka tarafa (televizyon vb.) bakmak. “Çay koy”, “Çocuğu sustur” gibi emir içeren kelimelerle hizmet talep etmek. Motive edici cümleler kurmamak, toplum içinde eşi hakkında, “o bilmez” gibi küçümseyici konuşmak. Eşinin maaş kartını elinden almak. Evle ilgili ihtiyaçları müsriflik olarak değerlendirmek. Ev işlerinde yardım etmemek. Aşırı kıskançlık.
Mutluluk için ipuçları
Eşinizi sevdiğinizi ve ona değer verdiğinizi sık sık belli edin. Ara sıra özel hediyeler alın. Bir arkadaşa ihtiyacı olduğunda mutlaka yanında olun. Eşinize her zaman için vakit ayırın. Eşinizle sizin aranızdaki özel günleri mutlaka hatırlayın. Konuşurken tamamen onu dinleyin. Onunla konuşurken samimi konuşun. Eşinizin iyi yönlerini keşfetmeye çalışın. Onun üzüntülerini ve dertlerini dinleyin. Hiçbir zaman ikiniz de aynı anda sinirlenmeyin. Ufak tefek şeylerden dolayı birbirinize bağırıp kalbinizi kırmayın. Eleştiriniz varsa onu sevdiğinizi hissettirerek söyleyin. Geçmişteki hataları gündeme getirmeyin. Birbiriniz dışındaki hiçbir şeyi kafanıza takmayın. Gününüzü, eşinize hoş bir söz söylemeden bitirmeyin. Birbirinizi karşılarken şefkat ve sevgiyle tebessüm edin. Problemlerinizi çözmeden gününüzü bitirmeyin. Hata yaptığınızda eşinizle konuşun ve özür dileyin. Sıkıntılarınızdan eşinizi sorumlu tutmayın. İşyerinizdeki problemleri evinize taşımayın. Eve iş getirip günün stresini eşinize yansıtmayın.
Sorunlarınızın Daha Sağlıklı Çözümü Adına Profesyonel Danışmanlık Hizmeti
(Yüz-yüze veya Online Randevu) Alabilirsiniz.