Hiç kuşkusuz tüm ilişkilerdeki erek mutlu olmaktır. Gerek evlilik gerekse flört olsun, ilişkide her iki tarafında beklentileri vardır. Beraberliklerin çerçevesi ve sınırları tarafların birbirinden beklentileri ile oluşturulur.
Ne süre ki taraflardan birinin hayal kırıklıkları başlar, işte tam da o noktada ilişkide tehlike çanları çalmaya başlar nedeni ise bir ilişkide en istenmeyen his güvensizlik ve beraberinde getirdiği hayal kırıklıkları ve öfkedir.
Her insan kişilik yapısına, geçmişte yaşadığı menfi deneyimlere ve mevcut olan ilişkisine yüklediği anlama dayalı şekilde ayrılma kararı alır. bazıları karşı tarafın en ufak bir hatasında hemen ayrılmaya kalkarken bazıları ise çok sabırlı davranarak kendisini yıpratabilir.
Ayrılma kararı almadan evvela kendinizi analiz edin
Hatayı ve kusuru karşı tarafa yüklemeden öncelikle kendinize dönüp bakmanızda yarar var derim. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz;
– çok fazla hassas mı davranıyorum?
– olası bir “bağlanamama sendromu” yaşıyor olabilmektedir miyim?
– bu insandan beklentilerim aşırı abartılı olabilir mi?
– hoşgörüsüz ve sabırsız mıyım?
– bir önceki olumsuz ilişkimden kaynaklanan öfkemi bu kişiye mi yüklüyorum?
– sonradan pişman olur muyum?
Bir ilişkiden neler beklediğinizi gözden geçirin
Hepimizin ilişkiden beklentisi farklıdır. bazen sahiplenilmek ister, kimisi sözünün geçeceği, yöneteceği bir ilişkiyi tercih eder. bazıları yönetilmeyi tercih ederken bazıları içinse tutkulu duyguları hissetmek ön plandadır. Zihninizdeki idealize ettiğiniz münasebet biçimi ile mevcut olan ilişkinizi karşılaştırın. Bu karşılaştırmayı yaparken olabildiğince objektif olmaya özen gösterin. şayet ki sizin beklentileriniz ile ilişkiniz iki ayrı uçta ise zaten almanız gereken karar bellidir. ama ufak tefek farklılıklar varsa ayrılık kararınızı tekrar gözden geçirebilirsiniz.
Mükemmeliyetçi kişilikler çoğunlukla mutsuzdurlar
Kişinin benlik yapısı ilişkisine direk olarak yansır. Sakin yapılı bireyler ilişkilerini dingin yaşarken, öfke kontrolsüzlerin ilişkileri kavga ve çatışma doludur. Mükemmeliyetçi kişilikler ise ilişkilerinden hiç bir süre memnun olmazlar. Bardağın daima boş tarafını gördüklerinden karşı tarafın her zaman hatalarını mercek altına alırlar. Karşı tarafı değişimi için uğraşırlar. Bu ise değiştirilmek istenen kişinin tepki vermesine sebep olur. eğer ki mükemmeliyetçi bir yapınız varsa hayatta mükemmel insan ve mükemmel temas olmadığını bilmelisiniz. Karşı tarafın eksilerine odaklanmak yerine, müspet yönlerine ve davranışlarına dikkat ederseniz belki de ayrılık kararınızın ona haksızlık olduğunu ayrım edebilirsiniz.
Sevgi ve aşk bittiyse ayrılık kaçınılmazdır
Evlilikleri ve ilişkileri yaşatan en önemli duyguların başında elbette sevgi geliyor. Aşk da varsa çiftler menfaatlerini ebedi mutlu hissederler. Aşk süre arasında daha sakin ve dingin bir his olmaya başladıkça, sevgi ve itimat duygusu ilişkinin atar damarını oluşturur. Bu iki temel duygunuzu ayrılma kararı almadan evvela her zaman değerlendirin. bilhassa bugünlerde zor bulunan bu iki konforlu duyguyu bir arada yaşayabiliyorsanız sevgilinizle ilişkinizi tekrar gözden geçirmenizi ve belki de bir talih daha vermenizi öneririm.
Okan Bal
Uzman Psikolojik Danışman ve Aile Terapisti
Sorunlarınızın Daha Sağlıklı Çözümü İçin
“Online Terapi” Randevusu Alabilirsiniz.