Medya mecraları arasında televizyonun birey ve toplum yaşamını etkilemede ve yönlendirmede diğer mecralardan daha avantajlı bir konumda olduğu genellikle kabul edilmektedir. İnsanoğlunun günümüzde en fazla zaman ayırdığı kitle iletişim aracı olan televizyon yaşamın hemen her alanını etkilemekte ve nihayetinde yaşam tarzlarının belirlenmesinde önemli bir işlev üstlenmektedir.
İster küçük ister büyük olsun, çocukların reklamlar başladığında nasıl da televizyona kilitlendiğine hepimiz tanık olmuşuzdur. Birçok anneden de yemek yemeyen çocuklarını reklamlar başladığında sustuğunu dinlemişizdir. Peki reklamların çocuklar üzerinde böylesi etkili olmasının nedeni nedir?
Konuyla ilgili literatüre bakıldığında çocukların televizyondan en fazla etkilenen grup olduğu söylenebilir. Genel olarak “halihazırdaki yayınların olumlu yönlerinin pek az olduğu, diğer taraftan olumsuz etkilerinin ise yoğun olduğu” görüşü literatürde hakimdir.
Çocuklar çizgi film haricinde televizyonda en çok reklamları seyretmektedirler. Bir çocuğun yılda seyrettiği reklam sayısının yaklaşık 20.000 adet olması çocukların reklamlardan etkilenmesinin ne kadar kolay olduğunu göstermesi açısından dikkate değer bir bulgudur.
Stuber ve Bradley’e öre bir televizyon programının yegane işlevi reklamları izleyecek seyirci çekmektir. Çocuk programları ve reklamların çocuklara yönelik içerikleri, çocukların farklı gelişim süreçleri ve alanları göz önünde bulundurularak kategorileştirilmiştir.
Türkiye de çocuklara yönelik reklamların çoğu gıda maddelerine ait reklamlardır. Çocukların yemek yeme biçimlerinin yiyecek-içecek reklamlarından etkilendiği yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Reklamlar -ve tabii dolayısıyla televizyon izlemek- bir taraftan kalori değeri yüksek ancak besleyici değeri zayıf besinleri tanıtarak diğer taraftan televizyon karşısında çocuğun hareketsiz kalmasına ve sürekli izleme sonucu beynin bağlantısal gelişiminin zayıflamasına neden olarak çocukların fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen içeriğe sahiptirler. American Academy of Pediatrics (AAP), çocuklar için günlük televizyon izleme süresinin 1-2 saati aşmamasını ve 2 yaş altı çocuklar için hiç izleme yapılmamasını önermektedir.
Gitgide Avrupa merkezli bir etik anlayışı yaygınlaşmış ve çıplaklığın ve seksin de yemek içmek gibi hayatın bir parçası olduğu fikri hemen her filmde önce yetişkinlerin sonra da çocukların karşısına çıkmış, zamanla da kabul görmüştür. Çocuklara yönelik programlarda cinselliği çağrıştıran görüntülerin yer alması onların gelişim özelliklerine uygun olmayan yaşlarda cinselliği tanımasına neden olmaktadır.
Televizyonun çocuğun bilişsel/algısal gelişimine olan etkisine baktığımızda ise; televizyondan akan uyaranların, zihinsel algılama süreçlerinin gelişimine paralel olarak çocukların zihninde karmaşaya ve dikkatini toplayamamasına diğer yandan da çocukların televizyondaki olay ve durumları gerçekmiş gibi algılamalarına neden olabileceği söylenebilir.
Televizyon izlemenin aşırılığı durumunda, iletişim ve sosyal uyum üzerinde oluşabilecek olumsuz etkiler, çocuğun sosyal etkinliklerine, arkadaş ilişkilerine, ders başarısına, sportif faaliyetlerine ya da yaşına uygun becerilerinin gelişmesinde sorunlarla karşılaşmasına yol açabilir.
Televizyonun çocuğun dil gelişimine yönelik etkilerinden de söz edilmektedir. Konuşma bozukluklarıyla ilgili Londra’da yapılan bir konferansta televizyonun çocukların ana dillerini, konuşma ve anlama yeteneklerini sınırladığı belirtilmiştir. Konferansta söz alan bir uzmana göre, “Beş yaşın altındaki her beş çocuktan birisi dil sorunu yaşıyor çünkü anne baba televizyonu çocuk bakıcısı olarak kullanıyor.”
Doğru bir yönlendirme ve doğru aile bilinci ile yetiştirilen bir çocuğun olumlu bir gelişme bilincine sahip olabileceği öngörülmektedir. Hem aileler hem de toplumun reklam ve diğer müdahalelerin ne derece çocukları etkilediği ve bunun ne derece önemli olduğu bilincine kavuşmaları ileride toplum gelişimi için çok önemlidir.
Okan Bal
Uzman Psikolojik Danışman ve Aile Terapisti
Sorunlarınızın Daha Sağlıklı Çözümü İçin
“Online Terapi” Randevusu Alabilirsiniz.