Kendine Güvenen Çocuklar Yetiştirmek

Anne baba olunca çocuklarımızın kendine güven duymasını sağlamak bir yaşam biçimi haline gelmeli. İşin iyi tarafı şu ki, pratik olarak bunu yapmaya birinci günden başlayabilirsiniz. Ama önce “kendine güven”in farklı tanımlarını keşfedelim.

Kendine güven nedir?

Kendine güven kelimesi genel olarak kendine inanmak, özgüven ve güvence gibi kelimelerle birlikte anılır. Öte yandan aynı kavram, korku ve çekingenliğin tersi anlamında da kullanılır. Sözgelimi “kendinden emin” kelimesi bir bebek için kullanıldığında, o bebeğin genellikle yabancılar onunla ilgilendiğinde ağlamadığı, yeni tatları ve dokunuşları denediği, kucaktan kucağa geçmekten mutlu olduğu kastedilir. Bu kavram bir çocukla ilgili kullanıldığındaysa, kendi bedeniyle barışık, kendi yeteneklerine güvenen, dışadönük, konuşkan ve risk almaya hazır anlamlarını taşıyabilir.

Kendine güven, bebekler ve çocuklarda doğuştan gelen bir duygu değildir; öğretilmesi gereken bir şeydir. İşte bu yüzden bizlerin çocuklarımıza ta başından itibaren özgüven duygusunu nasıl aşılayacağımızı öğrenmemiz gerekir. Anne babaları tarafından gelişimlerinin ve davranışlarının olumlu yanlarına bakılmayarak ihmal edilen çocuklar, genç ve yetişkin olduklarında, genelde başkalarına muhtaç, sürekli kendini eleştiren ve duygusal anlamda bastırılmış bireyler halini alırlar. İşte çocuklara öğretilmesi gereken de budur. Sürekli övmek gerekmese de, cesaretlendirmek ya da küçük başarılarını bile fark etmek önemlidir. Bu yaklaşım, başkalarıyla olumlu ilişkiler kurabilme yeteneği olan bir çocuğun kendine güvenini doğru bir biçimde artırmasında önemli rol oynar.

Korkusunu anlayışla karşılayın

Kendine güven duygusunu çocuklarımızda erken yaşlarda oluşturmaya başlamamızın önemini kavramak için, yeni doğmuş bir bebeğin dünyaya gelirken ne kadar savunmasız olduğunu düşünmek iyi bir örnek olabilir. Örneğin, dili, âdetleri, davranış kalıpları, görgü kuralları ya da coğrafyası hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bir yere gönderildiğinizi hayal edin. Örneğin burası patronunuzun sizi keşif için yolladığı bir yer olabilir. Patronunuz size bir rehber vermediği halde, mekâna uyum sağlayamadığınız için ciddi bir biçimde sinirlenebilir.

Uçaktan bilinmeyen bir yere indiğiniz o anı gözünüzün önüne getirin. Düşünmesi bile ne kadar korkunç değil mi? Diğer yandan diyelim ki aynı seyahate sadece bir rehberle değil, aynı zamanda bir çevirmen, bölgeyi ve kültürünü iyi bilen bir uzmanla çıkıyorsunuz. Ayrıca o hayat biçimini yıllardır yaşayan birisi de size eşlik ediyor. Bu imkânlar size sağlandığında kendinizi ne kadar güvende hissedeceğinizi ve karşılaştığınız engellerin üstesinden gelmek için ne kadar hevesli olacağınızı bir düşünün.

Şimdi aynı senaryoyu bebeğiniz ve çocuğunuzla ilişkilendirin. Aslında çocuğunuzu algıları açık bir yolcuya, kendinizi ve eşinizi de deneyimli birer rehbere benzetebilirsiniz. Destekleyici ve cesaret verici bir yaklaşım izlendiği takdirde neler yapılabileceğinin size gösterilmesi, kendine güveninizi ve özsaygınızı geliştirir. Tüm çabalarınıza rağmen kendine güven kazanma konusunda zorlandığı gözüken bir çocukla uğraşırken bahsettiğimiz bu örneği gözünüzde canlandırmanız size yardımcı olacaktır.

Randevu ve Seans Bilgisi İçin Tıklayın
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Merhabalar Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Bize Yazın yada Arayın 0 534 363 98 96