Hayali arkadaşlar gözle görülmeyen fakat bir adı ve kendine özgü bir kişiliği bulunan, gittiği her yerde çocuğa eşlik ederek onun ve ailesinin günlük yaşamının bir parçası olan, ailenin bir bireyi haline gelebilen erken çocukluk döneminde sık rastlan bir olgudur.
Hayali arkadaşların varlığı okul öncesi dönemde normal gelişimin bir parçasıdır. Bu sebeple anne babaların hayali arkadaşlara dair kafalarındaki soru işaretlerini bir kenara bırakmalarını tavsiye ederim. Bireysel farklılıklar ve gelişim dönemlerindeki eğilimler çocuktan çocuğa değişkenlik gösterebilir. Hayali arkadaşı olan çocuklar, onların gelişimsel açıdan üst basamakları daha kolay atlamasına neden olacak özelliği sahiptir. Ailelerde kaygı ve endişe yaratan bu durumun esasında pozitif yönlü kazanımlara neden olduğu bilinmelidir ve endişe edilmemelidir.
Hayali Arkadaşlar Ne zaman Ortaya Çıkar?
Hayali arkadaşların ortaya çıktığı yaşlar iki yaş ve dokuz yaşları arasında olup, en sık görüldüğü yaşlar ise 2,5 ve 3,5 yaş arasındadır.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar arasında hayali arkadaş edinme oranının yapılan araştırmalar sonucunda %65 seviyesine kadar ulaşıldığı belirtilmektedir. Bununla birlikte hayali arkadaşlara sahip olan çocukların normal gelişim gösterdiği vurgulanmıştır. Hayali arkadaşlar tamamen görünmez olabildiği gibi çocuğun sahip olduğu bir oyuncağına ( oyuncak ayı, oyuncak bebek) sürekli ve kalıcı bir kişilik yüklemesi şeklinde de ortaya çıkabilmektedir.
Okul öncesi dönemdeki çocukların oyunları arasında; hayal gücüne dayalı, nesnelere ve kişilere gerçekte olduğundan farkı nitelik ve işlevler vererek oynadıkları sembolik oyunlar önemli bir yer tutar. Bir oyuncak ayının evcilik oyununda çocuk rolüne sokulması, kalemlerin doktorculuk oyununda enjektör olarak kullanılması bu tür sembolik oyunlara örnek olarak verilebilir. Ama sembolik oyun esnasındaki “ –mış gibi yapma” eylemi ile hayali arkadaş olgusu birbirine karıştırılmamalıdır. Nesnelere ve kişilere tek bir oyun esnasında yüklenen geçici anlamlardan farklı olarak hayali arkadaşlar kalıcı bir kimliğe sahiptirler. Sembolik oyun esnasında yüklenen anlam geçicidir ve oyun sonlandığında varlığı son bulur.
Birden fazla hayali arkadaşa sahip olan çocuklar için her hayali arkadaşın ayrı bir ismi, kişiliği, davranış şekli ve karakteri vardır. Hayali arkadaşların çocuklarla birlikteliği bir kaç ay sürebildiği gibi birkaç yıl gibi uzun soluklu da olabilmektedir. Süre çocuğun ihtiyacına ve hayali arkadaşın çocuk için ne anlama geldiği ile ilgilidir.
İnsanlar, doğumdan ölüme kadar geçen her evrede başa çıkması gereken durum ve olaylarla karşı karşıya gelirler ve bu durum bireylerde belirli ölçüde stres yaratabilir. Bu bağlamda düşünüldüğünde erken çocukluk dönemini bilişsel, sosyal ve duygusal yönden dış yönetimden iç denetime, bağımlılıktan, bağımsızlığa ve kendi kararlarını almaya doğru geçişin yaşandığı bir dönem olduğu söylenebilir. Bu geçişte zaman zaman çocuğun zorlanması, bir takım olumsuz duygular yaşaması kaçınılmazdır. Bu sebeple hayali arkadaşlar stresli durumlar yaşayan okul öncesi dönem çocuğunun etkili stres ve kaygıyla başa çıkma yöntemi olarak görülebilir. Hayali arkadaşa sahip olmak, bu dönemin bir özelliği olan “zengin hayal gücü” olanakları ile bu dönemde karşılaşılan sorunları çözmek için yaratıcı ve akılcı bir çözüm olarak görülmelidir.
Hayali Arkadaşa Sahip Olan Çocukların Özellikleri
Hayali arkadaşa sahip olan çocuklarla ilgili bazı yanlış ve önyargılı kanılar bulunmaktadır. Bu çocuklar içe dönük, gerçek arkadaşları olmayan, gelişimi normal çizgisinin dışında pasif ve mutsuz çocuklar değillerdir. Sanılanın aksine hayali arkadaş edinmiş çocukların da gerçek arkadaşları vardır. Anaokuluna gitme, akranlarıyla iletişim kurma, oyun oynama konusunda isteklidirler. Hayali bir arkadaşının olması çocuğun, diğer çocuklarla mutlu, uyum içinde oynayabileceğinin bir göstergesidir. Genel zeka düzeyleri bakımından diğer çocuklarla aralarında bir fark yoktur, yaratıcılık kurduğu oyunların içeriğindeki zenginlik, dil becerilerindeki gelişimleri onların, hayali arkadaşı olmayanlardan ileri noktada olduğuna işaret eder.
Gerçek olanla hayali olanı ayırt edebilme yetisi bu dönemde aşamalı olarak gelişir.Bu dönemde çocuklar gerçek olmadığını bilseler dahi hayali kahramanlar oyunlar ve olaylarla iç içe olmaktan büyük zevk duyarlar. Hayali arkadaşı olan çocukların gerçekte olan ve olmayanı ayır etmekte bir sorunları yoktur aslında bu tamamen tercih meselesidir.
Çocuğa gittiği her yerde eşlik eden, bazen kendi sorunlarının yansıtıldığı, bazen bakılıp özenle kollanan, gece birlikte sohbet edip uykuya dalınan, çocukla aynı yaşta ondan daha büyük ya da küçük olabilen hayali bir arkadaşa sahip olmak zengin bir hayal gücüne sahip olmakla ilgilidir.
Hayali Arkadaşa Anne Babanın Tutumu
Hayali arkadaşa karşı ebeveyn kabullenici davranmalı, yönlendirici, zorlayıcı bir tutum içerisinde olmamalıdır. Tamamen çocuğun yaratığı bir olgu olması nedeniyle hayali arkadaş çocuğun denetiminde ve başka kimse görmediği için tamamen ona ait bir varlıktır. Çocuğun yaşadığı olumsuz duyguların varlığına işaret etmesinin yanında çocuğun yaşadıklarıyla başa çıkmasında önemli bir araç olması nedeniyle hayali arkadaş, çocuğun güçlü yanını oluşturmaktadır.
Çocuk kimi zaman hatalarının ve yetersizliklerini hayali arkadaşına yansıtacak, bazı duygularını onun kimliğinde dile getirecektir.
Çocuğun, hayali arkadaşı ile birlikteliğini sona erdirmesi çocuğun yaşadıklarıyla başa çıkması sonucunda gerçekleşebilir. Bu süreç ailenin müdahalesi ile sekteye uğradığında çocuğun gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir. Bu başa çıkma sürecinde ailenin kabullenici olması, çocuğun sorununu çözme sürecinde ona yardımcı olacaktır. Hayali arkadaş ailenin bireyi olarak kabullenen ve bunu davranışlarına yansıtan aileler, çocuğun bu süreci sağlıklı bir biçimde tamlamasına yardım ederler. Anne baba çocuğa, hayal arkadaşın gerçekte var olmadığını ikna etmeye çalışmamalı, bu konuda sürtüşme ve inatlaşma yaratılmamalıdır. Anne babanın kabulü, duyarlılığı ve hoşgörüsü çocuğun yaşadığı stresi azaltarak gelecekte ciddi sorunlar yaşamasını engeller.
Çocukların hayali arkadaşına “merhaba” deyip ona aile yaşamlarında yer ayırabilen anne babaların çocuklarının zamanı geldiğinde ona sağlıklı bir biçimde “güle güle1 diyebilmesine yardımcı olacakları unutulmamalıdır.