Otizm kelime anlamı içe kapanma olan 3 yaşından önce belirtilerin başladığı erkeklerde 4-5 kat daha fazla görülen, karşılıklı sosyal etkileşimde bozulma, dil gelişiminde yetersizlik, kısıtlı ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize gelişimsel bir bozukluktur.
BELİRTİLER
Sağlıklı gelişmekte olan 3 aylık bir bebek insan yüzüne ve sesine ilgi gösterir. 6 aylık bebek mutluluğunu veya üzüntüsünü yüzü ve bedeni ile ifade edebilir. 8-9. aylarda el çırpabilir, heceleri tekrar ederek sesler çıkarabilir, yabancılardan çekinmeye anneyi aramaya başlayabilir, 1 yaşında anne-baba diyebilir, işaret parmağı ile bir cisimi gösterebilir.2 yaşındaki bebek 2 kelimeli basit cümleler kurabilir, taklide dayalı oyunlar oynayabilir. Otistik bozuklukta bu gelişim basamaklarında aksama gözlenir.
Otizmde genellikle başvurma şikayeti çocuğun konuşmasında gecikmedir. Çoğu zaman çocuk belli sesler çıkarır fakat herhangi bir anlam ifade etmez ya da ba ba ve ya de de gibi kelimeler söylemesine rağmen bunu babaya ya da dedeye değil herhangi bir duruma karşı söylemektedir. Çocuğun kendini anlatması sınırlıdır. Konuşma gecikmesi olan çocuklarda işaretle veya farklı kelimelerle kendini ifade edebilirken , otizmde ise kendini ifade edebilme çok azdır İstediği bir şeyi parmağıyla göstermektense genellikle annenin elinden tutarak anlatmayı seçer. 3 yaş sonrası ise daha sık olmakla birlikte karşısındaki kişinin söylediği cümleyi veya kelimeyi aynı şekilde tekrar etme görülebilir. Bazen zamirleri kullanmadıkları (ben,sen,o vb) veya yanlış kullandıkları,ebeveynlerine de ismi ile hitap ettikleri görülebilir.
Erken dönemlerden itibaren görülebilen önemli olan diğer bir belirti ise göz temasındaki kısıtlılıktır. Göz teması insan için iletişimin en önemli parçalarından biridir. Otizmi olan çocuklarda karşısındaki kişi ile olan göz teması birkaç sn civarındadır. Direk olarak karşısına ve boyuna uygun bir şekilde oturduğumuzda bu belirtiyi daha rahat anlayabiliriz. Fakat bazen bir şarkı söylendiğinde veya karşılıklı oynanan kısa süreli oyunlarda bu göz teması biraz daha uzun olabilir. Bu yanıltıcı olmamalı ve genel olarak göz teması değerlendirilmelidir.
Diğer önemli bulgu ise ismi ile seslenildiğinde bakmamasıdır. Anneler genellikle bunu ‘’işine geldiğinde bakıyor örneğin sevdiği reklam çıktığında koşturup geliyor’’ şeklinde anlatır. Fakat çocuk kendi halindedir etrafında olan olaylara kayıtsızdır. Sanki bambaşka bir dünyası varmış gibidir. İlgisini çekmek için ebeveynlerin çok uğraşması gerekir ama çekebilseler de bu kısa sürelidir. 1-2 yaş civarında önemli olan anneye yakın durma, bazen ayrılamama bu çocuklarımızda görülmeyebilir annenin ayrılmasına tepki göstermeyebilir. Ayrıca diğer çocuklarla çok ilgilenmezler parka gittiklerinde ya da sık gördükleri bir çoçuk eve geldiğinde o yokmuş gibi davranabilir. Duygusal olarak tepkilerinin anlaşılması zordur. Ten temasını, sarılmayı öpmeyi çok sevmezler.
1 yaş sonrasında hızlıca gelişmesini beklediğimiz çevreyi merak etme, bu çocuklarımızda sınırlıdır. Herhangi bir eşyaya, oyuncağa dönen cisimlere ya da sürekli camdan dışarı bakma gibi belli durumları merak ederler. Bazı farklı otizm türlerinde ise özellikle 3 yaş sonrasında özel ilgi alanları oluşabilir. Sayılara, markalara, harflere aşırı ilgi görülebilir. Erken yaşlarda okumayı çözdükleri, zor matematiksel işlemleri yaptıkları, bazı durumlara karşı hafızlarının çok güçlü olduğu merak duyduğu konularla ilgili çok küçük ayrıntılara bile dikkat ettikleri görülür. Örn 4 yaşındaki bir çoçuk ilk kez gördüğü havalimanını ayrıntılı bir şekilde çizebilmişti. Bu farklı otizmde çocuklarda konuşmada önemli bir gecikme olmamasına rağmen farklı ilgi alanları ve iletişimi sürdürmekte zorluk ve motor yeteneklerde kısıtlılıkla karakterizedir.
Diğer bir belirti ise tekrarlayıcı el kol ve baş hareketleridir. Bazen mutlu olduğunda yapmasına rağmen çoğu zaman bu hareketler herhangi bir anlam taşımaz. Ayrıca kendi etrafında dönme özellikle 1 yaş sonrasında sık görülen belirtilerdendir. Bazende anlamsız sesleri tekrar tekrar çıkardığı görülür. Bazı otizmi olan çocuklarda parmak ucunda yürümede görülebilir.
DEĞERLENDİRME
Belirtiler içinde bulunduğu gelişimsel döneme göre değerlendirilmelidir. Bu belirtilerden sadece birinin olması otizm tanısı koydurmayacağı gibi hepsinin olmasına da gerek yoktur. Bilinmesi gereken bir durum bu belirtilerin bazılarının normal gelişime sahip çocuklarda da görüldüğüdür. Şüphelenildiği durumlarda mutlaka bir Çocuk ve Ergen Psikiyatristinden yardım almak gerekir. Ayrıca işitme problemleri, bazı nörolojik bozukluklarda benzer bulgular görülebilir. Fakat sıklıkla psikososyal yoksunluk ile karışabilir. Psikososyal yoksunlukta çocukla anne arasında etkili bir iletişim yoktur Tv, bilgisayar, tablet telefon gibi elektronik eşyalarla çok vakit geçirirler ve etraflarında çok fazla yaşıtları yoktur.Bu durumda ebeveynlerin de ruhsal değerlendirilmesinin yapılması gerekir.
NEDEN OLUR ?
Otizm bozukluğunun tam nedeni bilinmemekle birlikte daha çok doğum ve doğum öncesi problemlerin ve genetik yatkınlığın önemli olduğu varsayılmaktadır. Bununla birlikte birçok farklı alanlarda hem nedenine hem de tedaviye yönelik birçok araştırma devam etmektedir. Fakat maalesef daha etkinliği kanıtlanmamış birçok yöntem, otizmi olan çocuklarda umut ışığı olarak aileler tarafından yüksek maliyetlerle uygulanmakta fakat faydası da pek görülmemektedir.
ÖNERİLER
Günümüzde otizmde en etkin tedavi özel eğitimdir. Bu yöntemde amaç uygun davranışlar geliştirebilmesi ve bağımsız yaşama olasılığını arttırmaktır. İyi düzenlenmiş ve özel eğitim uzmanlarınca verilen programların belirtiler üzerinde birçok düzelmeye yol açtığı görülmektedir. Tedavide başarıyı etkileyen en önemli etken, erken tanı almasıdır. Özellikle tedavinin 3 yaş öncesi başlaması önemlidir. Fakat bazen bu duruma karşı anne babanın bir kabullenememesi olabilir. Bazen de annenin çocukla ilgili durumu abarttığı, babasının veya herhangi akrabasının da küçükken böyle olduğu sonra düzeldiği gibi yakınlar tarafından yapılan yorumlar doktora başvurmayı ve tedaviye başlanmasını geciktirebilir. Zamanla tedaviye konuşma terapisi eklenebilir.ayrıca uzmanlardan tarafından yönlendirilmesiile duyusal bütünleme yöntemleri , occutipinal terapi ve sosyal beceri eğitimleri uygulanabilir Eşlik eden davranış bozuklukları, dikkat eksikliği,tekrarlayıcı hareketler ve aşırı hareketlilik vb durumlarda ilaç tedavisi uygulanabilir. Fakat bu yöntemler tedavinin sadece bir parçasıdır. En önemli kısmı evin içinde anne babanın da uygun bir şekilde davranmasıdır. Evde yapılacak en önemli işlevlerden biri anne babanın göz temasını artırmaya yönelik çabalarıdır. Uzun süre yalnız bırakmamak, konuşurken göz teması ve ten teması kurmaya çalışmak, onu konuşturmaktansa onun yaptıklarını sözelleştirmek önemlidir. Ayrıca otizm belirtilerini en çok arttıran televizyon,bilgisayar, tablet vb elektronik eşyalarla çocuğun vakit geçirmesini olabildiğince azaltmak çok önemlidir. Çünkü bu aletler çocukta göz temasının azalmasına ve daha çok kendi halinde vakit geçirmesine neden olur.Ayrıca beyin gelişimi üzerine de birçok olumsuz etkisi araştırmalarda gösterilmiştir. Özellikle 5 yaş altında bu uğraşların en fazla 1 saati geçmemesi önemlidir.
Otizm bozukluğu ( yaygın gelişimsel bozukluklar) geniş bir penceredir. Bu bozulukluğun çok hafif formları olduğu gibi ağır düzeyde olanları da vardır. Bu nedenle tedavinin ilerleyişi çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu süreçte anne ve babanın en büyük ilacı sabırdır. Bazen tedavi yavaş ilerlese de bilinmesi gereken asla daha kötüye gitmeyeceğidir. Özellikle bu süreçte anne çok yorulmakta ve maalesef bazen en yakınları tarafından bile eleştirilmekte ve bu annenin suçluluk düşüncelerini haksız yere arttirmaktadir. Babanın anneye destek olması, çocukla ilgili işlerin paylaşılması anneyi hem duygusal hemde fiziken çok rahatlatır. Yani otizm tüm ailenin aktif katılımını gerektiren bir tablodur.
Yoğun ve çok meşakatli bir iş olmasına rağmen çocuklarda görülen gelişmeler en başta anne babayı mutlu etmektedir. Bu nedenle erken tanı ,etkili özel (bireysel) eğitim ve ebeveyn tutumları bu çocuklar için hayata dair en güzel hediye olacaktır.